Kişiler: Adnan Menderes

Beş Parasız ve Bir Sandalyesiz

Menderes’in, Demokrat Parti’nin kuruluş sürecindeki zorlukları ve imkansızlıkları anlatmak için kullandığı bir ifadedir. “Beş parasız ve bir sandalyesiz kurulmuş olan Demokrat Parti, dört senede iktidarı ele geçirecek kadar muazzam bir kudretin sahibi olmuştur” sözüyle , partinin gücünü maddi imkanlardan veya devlet desteğinden değil, doğrudan milletin sevgisi ve desteğinden aldığını vurgular. Bu, bir “Dava” hareketi oldukları […]

Beyaz İhtilal

DP’nin 14 Mayıs 1950’de seçimle iktidara gelmesini tanımlamak için kullanılan güçlü bir metafordur. “İhtilal” kelimesinin seçilmesi, bu olayın basit bir hükümet değişikliği olmadığını, 27 yıllık CHP düzeninin kökten ve geri dönülmez bir şekilde yıkıldığını ima eder. “Beyaz” sıfatı ise bu devrimin kansız, şiddetsiz ve en önemlisi halkın oylarıyla, yani demokratik ve lekesiz bir şekilde gerçekleştiğini […]

Buhran Tellallığı

Menderes’in, özellikle 1950’lerin ikinci yarısında yaşanan ekonomik sıkıntıları (enflasyon, mal darlığı vb.) dile getiren muhalefet partilerini, basını ve aydınları suçlamak için kullandığı bir terimdir. Bu ifadeye göre, ortada gerçek bir ekonomik “buhran” yoktur; sadece muhalefet, halkı paniğe sevk etmek ve hükümeti zayıflatmak için kasıtlı olarak “buhran” söylentisi yaymaktadır. “İsmet Paşa buhran var diyor. Buhran İsmet […]

Devlet Radyosu

Menderes döneminde, özellikle iktidarının ikinci yarısında, hükümetin en önemli propaganda araçlarından biri haline gelen Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu’nun (o zamanki adıyla) öncülüdür. Muhalefet, devlet radyosunun tamamen DP’nin siyasi çıkarları için kullanıldığını, muhalefet partilerine yer verilmediğini ve tek taraflı bir yayın politikası izlendiğini şiddetle eleştirmiştir. Özellikle Vatan Cephesi’ne katılanların isimlerinin her gün radyodan anons edilmesi, […]

Devletçilik

CHP’nin tek parti döneminde uyguladığı, ekonomide devletin öncü ve belirleyici rol oynadığı iktisadi modeldir. Menderes ve DP, bu modeli “inhisarcı“, verimsiz ve özel teşebbüsü boğan bir sistem olarak eleştirmiştir. Menderes’in söyleminde “devletçilik“, ekonomik geri kalmışlığın ve kıtlığın temel nedeni olarak sunulur. DP’nin savunduğu liberal, özel teşebbüse ve yabancı sermayeye dayalı ekonomik model, bu “devletçilik” anlayışının […]

Din ve Vicdan Hürriyeti

Menderes’in, partisinin dine ve dindarlara yönelik yaklaşımını tanımlamak için kullandığı temel kavramdır. Bu ifade, tek parti döneminin katı laikçi uygulamaları sonucu “baskı altına alındığı” iddia edilen dini hayatı özgürleştirme vaadini içerir. Menderes, “irticai tahrike asla müsaade etmemekle beraber din ve vicdan hürriyetlerinin icaplarına riayet edeceğiz” diyerek, laiklik ilkesini reddetmediğini ancak onu daha esnek yorumladığını belirtmiştir. […]

Dinimizi Baskıdan Kurtardık

Menderes’in, DP iktidarının dine yönelik icraatlarını özetleyen ve muhafazakâr tabana yönelik güçlü bir mesaj içeren popülist bir slogandır. Bu ifade, CHP dönemini dinin “baskı altında” olduğu bir karanlık çağ olarak resmederken, DP’yi dini özgürleştiren bir “kurtarıcı” olarak konumlandırır. Özellikle ezanın Arapçalaştırılması, radyoda Kuran okunması ve din derslerinin yaygınlaştırılması gibi icraatlar bu söylemin kanıtları olarak sunulur. […]

Dörtlü Takrir

7 Haziran 1945’te Celâl Bayar, Adnan Menderes, Fuad Köprülü ve Refik Koraltan tarafından CHP Meclis Grubu’na sunulan ve Türkiye’de çok partili hayata geçişin fitilini ateşleyen tarihi önergedir. Takrir, anayasanın tam olarak uygulanmasını, parti tüzüğündeki antidemokratik hükümlerin kaldırılmasını ve daha fazla demokrasi ve özgürlük talep ediyordu. Önergenin reddedilmesi ve imzacılarının (Bayar hariç) partiden ihraç edilmesi, Demokrat […]

Ezan-ı Muhammedi

Ezanın orijinal haliyle, yani Arapça olarak okunmasını ifade eden ve DP dönemiyle özdeşleşen bir terimdir. 1932’den beri Türkçe okunan ezanın, DP’nin iktidara gelmesinden kısa bir süre sonra 1950’de çıkarılan bir yasayla yeniden Arapça okunmaya başlanması, Menderes hükümetinin en sembolik ve en çok ses getiren icraatlarından biri olmuştur. Menderes söyleminde bu olay, “dinimizi baskıdan kurtarma“nın ve […]

Güç Birliği Cephesi

1950’lerin sonlarında, DP iktidarına karşı muhalefet partilerinin (CHP, Hürriyet Partisi, Cumhuriyetçi Millet Partisi vb.) oluşturduğu ittifak veya iş birliği arayışını tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Bu cepheleşme, DP’nin artan otoriter eğilimlerine ve seçim sisteminin ittifakları zorunlu kılmasına bir yanıttı. Menderes, bu ittifakı “Milli Muhalefet Cephesi” veya “Kin ve Husumet Cephesi” gibi isimlerle anarak gayrimeşru göstermeye […]

Adnan Menderes

Adnan Menderes Karnesi

Tematik Odak Dağılımı

Sık Kullandığı Terimler

Kişiler: Adnan Menderes Hakkında

Adnan Menderes, Türk siyasi tarihinin en tartışmalı ve dönüştürücü figürlerinden biri olarak, sadece politikalarıyla değil, aynı zamanda kullandığı dille de derin izler bırakmıştır. 1950’de Demokrat Parti’yi (DP) iktidara taşıyan “Yeter! Söz Milletindir!” sloganından, iktidarının son yıllarında toplumu keskin bir şekilde bölen “Vatan Cephesi” çağrısına kadar Menderes’in söylemi, siyasi hedeflerini hayata geçirmede kullandığı en temel araç olmuştur. Bu lügat, Menderes’in kelimelerini, sloganlarını ve metaforlarını sadece yüzey anlamlarıyla değil, aynı zamanda bu ifadelerin ardındaki ideolojik çerçeveyi, retorik stratejileri ve siyasi işlevleri ortaya koyarak analiz etmeyi amaçlamaktadır. Menderes’in dili, basit bir iletişim aracı olmanın ötesinde, bir meşruiyet inşa etme, muhalefeti gayrimeşrulaştırma, toplumu mobilize etme ve nihayetinde iktidarı konsolide etme mekanizması olarak işlev görmüştür.

Ali Adnan Ertekin Menderes, 1950-60 yılları süresince Türkiye Cumhuriyeti’nin başbakanlığını yapmış, İstiklal Madalyası sahibi Türk siyasetçi, devlet adamı ayrıca hukukçudur. On senelik iktidarının, tek başbakanı (22 Mayıs 1950 – 27 Mayıs 1960) oldu ve o döneme damgasını vurdu. İktidarı zamanında, 5 hükümet kurdu. Bu süreç içinde, Türkiye’nin iç ve dış siyasetinde büyük gelişmeler oldu. Sanayileşme ve şehirleşme hamlesi başladı. Köye makine girdi. Ulaşım, enerji, eğitim, sağlık, sigorta ve bankacılık yeniden başlatıldı. Türkiye kalkınma kavramıyla tanıştı. Menderes, 27 Mayıs askeri darbesinin sonunda, 17 Eylül 1961 tarihinde asılarak idam edilmiştir. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 1990 yılında çıkardığı yasa ile Menderes ve onunla beraber idam edilen vatandaşlara itibarlarını iade etmiştir. Adnan Menderes, kötü bir sona sahip olmasına rağmen Türkiye’de 10 binlerce insana yakından hizmet etmiş, görevince gereken tüm çalışmalara özen göstermiş bilinmesi gereken bir siyasi lider konumundadır.

×

Giriş Yap

Üye Ol

Büyütülmüş Resim ×