Türk milletinin atalarını, özellikle de büyük devletler kurmuş, zaferler kazanmış tarihi şahsiyetleri ifade eden saygı dolu bir kavramdır. Bahçeli’nin söyleminde “ecdat“, bugünkü nesillere ilham veren, onlara sorumluluklarını hatırlatan ve milli kimliğin temelini oluşturan bir referans noktasıdır. “Ecdattan köşe bucak kaçmak” gibi ifadelerle, milli tarihe ve değerlere ihanet etmenin büyük bir vebal olduğu vurgulanır. Ecdat mirasına […]
Kişiler: Devlet Bahçeli
Ehli Salip
Tarihteki Haçlı Seferleri’ne katılan Hristiyan ordularını tanımlayan “Haçlılar” kelimesinin Osmanlıca karşılığıdır. Bahçeli, bu tarihi terimi günümüze taşıyarak, Türkiye’ye karşı hareket ettiğini düşündüğü Batılı ülkeleri ve uluslararası güçleri “modern Haçlılar” olarak kodlar. Bu kullanım, Türkiye’ye yönelik dış baskıların ve eleştirilerin yeni olmadığını, aksine yüzlerce yıldır devam eden tarihi bir “Haçlı zihniyetinin” günümüzdeki bir yansıması olduğunu iddia […]
Etek Öpmekle Dudak Kirlenmez
Siyasi rakiplerinin ilkesizliğini, onursuzluğunu ve çıkarları için her şeyi yapabileceklerini iddia etmek amacıyla kullanılan aşağılayıcı bir deyimdir. Bahçeli, bu ifadeyi kullanarak muhalefetin, siyasi kazanımlar uğruna “terör destekçileri” veya “dış güçler” gibi gördüğü odaklarla işbirliği yapmaktan çekinmediğini, bunu yaparken de ahlaki bir düşkünlük sergilediğini ima eder. Bu deyim, rakibin siyasi eylemlerini, kişisel onur ve haysiyetten yoksun, […]

Devlet Bahçeli Karnesi
Tematik Odak Dağılımı
Sık Kullandığı Terimler
Kişiler: Devlet Bahçeli Hakkında
Devlet Bahçeli’nin siyasi söylemi, Türk siyasetinde kendine özgü bir yer işgal eden, katmanlı ve stratejik bir yapıya sahiptir. Bu söylem, yalnızca Milliyetçi Hareket Partisi’nin (MHP) ideolojik çerçevesini yansıtmakla kalmaz, aynı zamanda Türkiye’nin siyasi gündemini şekillendiren, ittifak dinamiklerini belirleyen ve siyasi meşruiyetin sınırlarını çizen bir işlev görür. Bahçeli’nin lügati, ilk bakışta sert, milliyetçi ve polemikçi bir karakter sergilese de, daha derin bir analiz, bu dilin kendi içinde tutarlı, kapalı bir mantık sistemi üzerine kurulu olduğunu ortaya koyar. Bu sistem, devleti, tarihi, dostu ve düşmanı tanımlayan, her bir kelimenin belirli bir stratejik amaca hizmet ettiği bir retorik evrenidir. Bu evrenin mimarisi üç temel direk üzerine inşa edilmiştir: Devletin varoluşsal bir güvenlik meselesine dönüştürüldüğü “beka doktrini”, geçmişin günümüzdeki siyasi savaşlar için bir meşruiyet alanı olarak kurgulandığı “tarihsel süreklilik anlatısı” ve siyasi alanın ahlaki bir “biz” ve “onlar” mücadelesi olarak tanımlandığı “kutuplaştırıcı ve ahlakçı üslup”.