Dilbilgisel Kategoriler: Metafor

Müşterek Sulh Cephesi

Bayar’ın, özellikle 1954’te ABD Kongresi’nde yaptığı konuşmada kullandığı, Soğuk Savaş dönemindeki Batı ittifakını tanımlayan bir ifadedir. Bu terim, Batılı ülkelerin Sovyet tehdidine karşı sadece askeri değil, aynı zamanda barışı (“sulh“) korumak için ortak bir amaç etrafında birleşmiş bir “cephe” olduğunu vurgular. Türkiye’nin bu cephenin önemli bir parçası olduğunu belirterek, ülkenin Batı ittifakı içindeki rolünü ve […]

Onbaşı Olma Şerefsizliği

28 Şubat sürecinde kurulan ANASOL-D hükümetinin Başbakanı Mesut Yılmaz’ı hedef alırken kullandığı, büyük tepki çeken bir ifadedir. “Seçilmiş hiçbir genel başkan onbaşı olma şerefsizliğini göstermedi” sözü, Yılmaz’ı askerin emrine girmiş, iradesi olmayan bir “siyasi onbaşı” olarak nitelendirir. Ancak “onbaşı” rütbesini “şerefsizlik” ile yan yana kullanması, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin en alt rütbesindeki askerlere hakaret olarak algılanmış […]

Orta Direk

Özal’ın siyasi projesinin sosyolojik hedef kitlesini ve toplumsal idealini tanımlamak için popülerleştirdiği bir kavramdır. Geleneksel “orta sınıf” yerine, daha halka yakın ve samimi bir tınısı olan “orta direk,” toplumun bel kemiğini oluşturan esnaf, memur, küçük ve orta boy işletme sahibi, çiftçi gibi kesimleri kapsar. Özal’ın ekonomik politikalarının bu kesimi zenginleştireceği ve güçlendireceği vaadini içerir. Siyasi […]

Osmanlı Beşlisi

2002 seçimleri öncesinde rakiplerini hedef alırken kullandığı bir el hareketini ve metaforu tanımlar. “Bu nedir? Bir elin beş parmağı. Bunu ne yapacaksın? Bunların üstüne bir Osmanlı beşlisini indireceksin” sözüyle, rakiplerine karşı sert ve cezalandırıcı bir tavır takınacağını ima eder. “Osmanlı beşlisi” veya “Osmanlı tokadı” deyimi, gücü, kararlılığı ve tarihi bir devamlılığı simgeler. Bu ifade, seçmene […]

Samimiyet Çizgisi

Yılmaz’ın, siyasi duruşlarını ve politikalarını tanımlarken kullandığı ahlaki bir referans noktasıdır. “Güçlüklere ve olumsuz eleştirilere bakmadan samimiyet çizgisinde durmak ve bunu halka anlatmak durumunda” olduklarını belirterek, siyaseti ilkesel ve dürüst bir temelde yaptıklarını iddia eder. Bu ifade, rakiplerini “iki yüzlü tutum” sergilemekle suçlarken, kendisini ve partisini tutarlı ve samimi olarak konumlandırma amacı taşır. “Samimiyet“, onun […]

Sandık

Demokrasinin ve “milli iradenin” tecelli ettiği nihai ve en meşru yer olarak kabul edilen simgesel bir kavramdır. Erdoğan’ın söyleminde “sandık,” her türlü siyasi tartışmayı sonlandıran, gücün tek meşru kaynağı olan nihai hakemdir. “Hesabı sandıkta sorarız” veya “Millet kararını sandıkta verir” gibi ifadeler, siyasi mücadelenin meşru alanının sadece seçimler olduğunu, sokak protestoları veya diğer muhalefet biçimlerinin […]

Sandık

Menderes’in söyleminde, demokrasinin ve “Milli İrade“nin tecelli ettiği kutsal bir mekanizma olarak sunulur. Menderes için “sandık“, her türlü siyasi tartışmayı sona erdiren nihai hakemdir. Bir siyasi gücün meşruiyetinin tek ölçütü sandıktan çıkıp çıkmadığıdır. Bu anlayış, iktidarının meşruiyetini sürekli olarak 1950, 1954 ve 1957 seçim zaferlerine dayandırmasına yol açmıştır. Ancak bu “sandık fetişizmi“, zamanla demokrasinin diğer […]

Sandık

Bayar’ın “Milli İrade” doktrininde, halkın egemenliğini kullandığı kutsal bir mekanizma ve nihai meşruiyet kaynağıdır. “Sandık“, demokrasinin kalbi olarak görülür. DP söyleminde, iktidara gelmenin ve iktidarda kalmanın tek meşru yolu sandıktır. Her türlü sandık dışı müdahale veya vesayet reddedilir. “Vatandaş sandık başına huzur içinde gidebilir” gibi ifadeler, seçim sürecinin güvenliğinin önemini vurgular.

Şapka

Süleyman Demirel’in fötr şapkası, siyasi kariyeri boyunca onunla özdeşleşen en güçlü semboldür. Sadece bir giysi değil, çok katmanlı bir siyasi mesaj aracıydı. Birincil işlevi, onu halktan biri, özellikle de taşralı, muhafazakâr seçmenle özdeşleştirmektir. Şapkasını halkı selamlama biçimi, onunla seçmen arasında doğrudan ve samimi bir bağ kurma yöntemiydi. İkinci olarak, şapka onun siyasi dayanıklılığının metaforu haline […]

Şehadet şerbeti

Özellikle terörle mücadelede veya 15 Temmuz darbe girişimi gibi olaylarda hayatını kaybeden güvenlik görevlileri ve sivillerin ölümünü tanımlamak için kullanılan dini ve şiirsel bir metafordur. Bu ifade, ölümü sıradan bir kayıp olarak değil, İslam inancındaki en yüksek mertebelerden biri olan “şehitlik” makamına ulaşmak için içilen kutsal bir “şerbet” olarak yüceltir. Bu retorik, kayıpların acısını hafifletmeyi, […]

×

Giriş Yap

Üye Ol

Büyütülmüş Resim ×