Arşivler: Sözlük Terimleri

Büyük oyun

Türkiye’nin milli çıkarlarına, bekasına ve hükümetin istikrarına yönelik olduğu varsayılan, genellikle “dış güçler” tarafından kurgulanan kapsamlı ve uzun vadeli komploları ifade eden bir terimdir. Bu ifade, “Üst Akıl” ve “Şer Odakları” gibi diğer komplo anlatılarıyla yakından ilişkilidir. “Büyük oyun” çerçevesi, Gezi Parkı protestolarından ekonomik dalgalanmalara, terör saldırılarından dış politikadaki gerilimlere kadar pek çok farklı olayı, […]

Büyük resim

“Büyük Oyun” ile ilişkili olarak, tekil olayların (bir protesto, bir ekonomik dalgalanma, bir terör saldırısı) aslında Türkiye’ye karşı daha geniş, organize ve kötü niyetli bir komplonun parçası olduğunu iddia eden bir çerçevedir. Bu retorikte lider, sıradan vatandaşların ve muhalefetin göremediği gizli bağlantıları ve derin planları anlama yetisine sahip, “büyük resmi” görebilen tek kişi olarak konumlanır. […]

Büyük Türkiye

Demokrat Parti’nin ve Bayar’ın, Türkiye’nin ekonomik olarak kalkınmış, uluslararası alanda saygın ve güçlü bir ülke olma idealini ifade eden bir vizyonudur. Bu söylem, “Küçük Amerika Olacağız” gibi sloganlarla da desteklenerek, halka umut ve milli gurur aşılamayı hedefler. “Büyük Türkiye” vizyonu, DP iktidarının icraatlarını meşrulaştıran ve seçmen desteğini pekiştiren bir üst anlatı olarak işlev görür.

Büyük Türkiye

Demirel’in siyasi vizyonunu ve vaatlerini özetleyen kapsayıcı bir kavramdır. Bu ifade, sadece ekonomik olarak kalkınmış, sanayileşmiş, barajları ve fabrikalarıyla müreffeh bir ülkeyi değil, aynı zamanda uluslararası alanda saygın ve güçlü bir Türkiye idealini de içerir. Slogan, seçmenlere umut ve ortak bir hedef sunarak onları bir ideal etrafında birleştirmeyi amaçlar. “Büyük Türkiye” vizyonu, Demirel’in icraatçı siyasetinin […]

Büyük Türkiye

Özal’ın siyasi vizyonunun nihai hedefini tanımlayan bir kavramdır. Bu hedef, sadece ekonomik olarak kalkınmış değil, aynı zamanda bölgesinde lider, dünyada söz sahibi bir Türkiye idealini içerir. “Çağ atlamak” bu hedefe ulaşma sürecini, “Büyük Türkiye” ise varılacak nihai noktayı ifade eder. Bu söylem, milliyetçi kesimleri de kendi projesine dahil etme işlevi görür.

Çağ atlamak

Özal döneminin temel vaadini ve vizyonunu özetleyen anahtar metafordur. Türkiye’nin yavaş ve sancılı bir gelişim süreci yerine, kendi liderliğinde ekonomik, teknolojik ve zihinsel bir sıçrama yaparak gelişmiş ülkeler seviyesine hızla ulaşacağı iddiasını taşır. Bu ifade, sadece ekonomik kalkınmayı değil, aynı zamanda bir zihniyet devrimini de içerir; içe kapanmacı, devletçi ekonomiden dışa açık, liberal bir topluma […]

Çağdaş Atatürkçülük

Özal’ın, Atatürkçülüğü statik ve dogmatik bir ideoloji olarak gören geleneksel yoruma karşı geliştirdiği bir kavramdır. Ona göre Atatürkçülük, “muasır medeniyet seviyesine” ulaşma hedefidir ve bu hedefe ulaşmanın yolu, çağın gereklerine uygun olarak serbest piyasa ekonomisini ve demokrasiyi benimsemektir. Bu yorum, hem Atatürkçülüğün katı laik yorumundan rahatsız olan muhafazakâr kesimleri rahatlatma hem de kendi liberal politikalarını […]

Çağdaş Uygarlık Düzeyi

Atatürk’ün Türkiye için belirlediği hedefi ifade eden bu kavram, Ecevit’in söyleminde de sıkça yer alır. Ancak Ecevit, bu kavramı kendi demokratik sol perspektifinden yeniden yorumlar. Ona göre “çağdaş uygarlık düzeyi,” sadece teknolojik ve ekonomik ilerleme anlamına gelmez. Aynı zamanda sosyal adaletin, demokrasinin, insan haklarının ve özgürlüklerin en üst seviyede yaşandığı bir toplumsal yapıyı ifade eder. […]

Çalınanları Geri Almak

Yolsuzlukla mücadele söyleminin en somut vaadidir. “Beşli Çete” ve diğer yandaşlara aktarıldığı iddia edilen kamu kaynaklarının, iktidara gelindiğinde hukuki yollarla geri alınacağını ifade eder. Bu söylem, sadece bir cezalandırma değil, aynı zamanda halka ait olanın halka iade edileceği bir “onarıcı adalet” vaadi içerir. “Kul hakkı” ve “tüyü bitmemiş yetim hakkı” gibi ahlaki kavramların pratik ve […]

Çalışma Bakanlığı

Ecevit’in siyasi kariyerinde bir dönüm noktası olan ve onun “halkçı” kimliğinin temellerini attığı görevdir (1961-1965). Bu dönemde, Türkiye’de ilk defa grev ve toplu sözleşme hakkını yasalaştıran kanunların çıkarılmasına öncülük etmiştir. Bu nedenle “Çalışma Bakanlığı,” onun söyleminde sadece bir bürokratik makamı değil, emeğin ve işçi haklarının devlet katında tanınmasının ve sosyal devlet anlayışının kurumsallaşmasının bir simgesini […]

×

Giriş Yap

Üye Ol

Büyütülmüş Resim ×