Susurluk skandalına tepki olarak düzenlenen “Sürekli Aydınlık için Bir Dakika Karanlık” eylemlerini hedef alırken kullandığı, son derece tartışmalı ve hakaretamiz bir ifadedir. Bu ifade, Alevi inancına yönelik tarihi bir iftira olan “mum söndü” ayinini ima ederek, protestocuları hem itibarsızlaştırmayı hem de toplumsal bir kesimi rencide etmeyi içerir. Bu söz, Yılmaz’ın polemikçi dilinin en sert ve […]
Arşivler: Sözlük Terimleri
Münafık Odaklar
“İnanmış gibi görünüp aslında inanmayan, ikiyüzlü” anlamına gelen dini bir terim olan “münafık“, Bahçeli’nin söyleminde siyasi bir anlam kazanır. “Münafık odaklar“, milli ve manevi değerleri savunuyormuş gibi görünüp aslında Türkiye’nin aleyhine çalışan, “battık, bittik” yaygarası koparan iç düşmanları tanımlar. Bu ifade, rakibin eleştirisinin samimi olmadığını, aksine gizli bir yıkım amacı taşıdığını ima eder. Dini bir […]
Müşterek Sulh Cephesi
Bayar’ın, özellikle 1954’te ABD Kongresi’nde yaptığı konuşmada kullandığı, Soğuk Savaş dönemindeki Batı ittifakını tanımlayan bir ifadedir. Bu terim, Batılı ülkelerin Sovyet tehdidine karşı sadece askeri değil, aynı zamanda barışı (“sulh“) korumak için ortak bir amaç etrafında birleşmiş bir “cephe” olduğunu vurgular. Türkiye’nin bu cephenin önemli bir parçası olduğunu belirterek, ülkenin Batı ittifakı içindeki rolünü ve […]
Musul
Körfez Savaşı sırasında Özal’ın, Türkiye’nin savaşa girmesi karşılığında Musul ve Kerkük üzerinde hak iddia edebileceği yönündeki vizyonunu ifade eden bir terimdir. Bu, onun “bir koyar üç alırız” pragmatizminin ve Misak-ı Milli’ye gönderme yapan revizyonist dış politika anlayışının bir yansımasıdır. Bu tartışmayı açması, devletin geleneksel, pasif dış politika anlayışına meydan okuması anlamına geliyordu.
Müteahhit
1999 Depremi’nin sorumlularını işaret ederken kullandığı bir meslek grubudur. “Müteahhitlerimiz malzemeden çalmıştır” ifadesi, felaketin nedenlerinden birini somut ve kişisel bir düzeye indirir. Bu, halkın öfkesini yöneltebileceği açık bir hedef gösterir. Ancak Yılmaz, suçu sadece müteahhitlere yıkmakla kalmaz, “imar düzenimiz laçkadır” diyerek, bu duruma izin veren sistemik soruna da dikkat çeker. Dolayısıyla “müteahhit“, onun söyleminde hem […]
Mutfak (Videoları)
Kılıçdaroğlu’nun, evinin mütevazı mutfağından çektiği ve sosyal medyada yayınladığı video serisinin genel adıdır. Bu videolar, geleneksel medya kanallarını baypas ederek doğrudan halka ulaşma stratejisinin bir parçasıdır. Mutfak mekanı, halktan biri olduğu, samimiyet, aile ve geçim derdini anladığı mesajını verir. Bu videolarda genellikle önemli ekonomik veya sosyal sorunları sade bir dille anlatır. Bu format, onun “Bay […]
Muvazeneli Bütçe
“Dengeli bütçe” anlamına gelen bu terim, Bayar’ın iktisatçı kimliğinin bir yansımasıdır. Devletin harcamalarının gelirlerini aşmaması, israftan kaçınılması ve mali disiplinin sağlanması gerektiğini ifade eder. DP’nin muhalefet döneminde, CHP hükümetlerinin bütçelerini “müsrif” ve “dengesiz” olarak eleştirmek için kullanılmıştır. İktisadi rasyonalite ve mali sorumluluk vurgusu taşır
Nakşibendilik
Milli Görüş hareketinin ortaya çıkışında ve tabanının oluşumunda etkili olan önemli tasavvufi ekollerden biridir. Erbakan’ın kendisinin de bu geleneğe mensup olduğu ve özellikle Gümüşhanevi Dergahı’ndan etkilendiği bilinmektedir. Hareketin “nefis terbiyesi,” “ahlak ve maneviyat” gibi temel vurguları, bu tasavvufi kökenlerle yakından ilişkilidir. Siyasi analizlerde Milli Görüş, Nakşibendiliğin siyasi alandaki modern bir tezahürü olarak da yorumlanmıştır. Bu […]
Nas
İslam fıkhında, Kuran ve Sünnet’e dayanan, yoruma kapalı, kesin ve bağlayıcı hüküm. Erdoğan, özellikle 2021 sonrasında uyguladığı düşük faiz politikasını eleştirenlere karşı “Naslar neyi gerektiriyorsa onu yapmaya devam edeceğim” diyerek, ekonomi politikasını dini bir referansa dayandırmış ve bu kararın tartışılamaz olduğunu ima etmiştir. Bu ifade, siyasi bir kararı rasyonel ekonomik gerekçelerden çıkarıp, onu dini bir […]
NATO
Ecevit’in söyleminde NATO, Türkiye’nin güvenliği için gerekli görülen ancak ilişkilerin “eşit ortaklık” temelinde yeniden düzenlenmesi gereken bir askeri ittifaktır. Ecevit, Türkiye’nin NATO’dan çıkmasını hiçbir zaman savunmamıştır. Ancak, ittifakın Türkiye’nin ulusal çıkarlarına aykırı davrandığı durumlarda (örneğin Kıbrıs Harekâtı sırasındaki ambargo) sert eleştiriler yöneltmekten çekinmemiştir. 1978’deki bir mülakatında, “Türkiye’nin NATO’ya katkısı, NATO’nun Türkiye’nin güvenliğine katkısıyla orantılı olacaktır” […]