Erbakan’ın siyasi söyleminde “Batıl“ın kurumsal yapılarından biri olarak şiddetle eleştirilen Avrupa Ekonomik Topluluğu’nu (daha sonra Avrupa Birliği) ifade eder. Erbakan’a göre Ortak Pazar, bir Hristiyan birliğidir ve Türkiye’nin buraya girmesi, “Müslüman Türkiye’yi Hristiyan Avrupa içerisinde eritme planı“dır. Bu birliğin, Siyonizm’in “Büyük İsrail” projesine hizmet eden bir araç olduğunu ve Türkiye’yi ekonomik olarak sömürgeleştirmeyi amaçladığını savunur. […]
Arşivler: Sözlük Terimleri
Avucumun İçi Gibi Tanırım
Erbakan’ın siyasi rakiplerine yönelik kullandığı, onların niyetlerini, yetersizliklerini ve arkalarındaki güçleri bildiğini iddia eden bir retorik ifadedir. Bu ifade, “Hoca” kimliğinin bir parçası olarak, ona rakipleri üzerinde bir bilgelik ve öngörü üstünlüğü atfeder. Dinleyiciye, rakiplerin vaatlerine ve söylemlerine kanmamaları, çünkü onların gerçek yüzünü ve kapasitelerini en iyi kendisinin bildiği mesajını verir. Bu ifade genellikle, rakiplerinin […]
Ayıp
Yılmaz’ın, özellikle demokratik süreçlere yönelik müdahaleleri ve siyasi gerilimleri eleştirirken kullandığı ahlaki bir nitelemedir. 28 Şubat öncesinde, “Darbe olacak mı diye tartışıyoruz! Bunu da yüksek sesle tartışıyoruz! Bunu tartışmak bile Türk demokrasisi adına yeter ayıptır!” sözü, bu kullanımın en belirgin örneğidir. Burada “ayıp“, hukuki veya siyasi bir terimden çok, bir ülkenin demokratik olgunluğuna yakışmayan, utanç […]
Ayşe tatile çıksın
14 Ağustos 1974’te Kıbrıs Barış Harekâtı’nın ikinci aşamasını başlatan şifreli paroladır. Dönemin Dışişleri Bakanı Turan Güneş’in Cenevre’deki görüşmelerin sonuçsuz kalmasının ardından Ecevit’e ilettiği bu parola, askeri operasyonun başlangıç emri olmuştur. İfadenin sıradan ve masum bir tınıya sahip olması, onu askeri bir koddan çok daha fazlası haline getirmiştir. Bu parola, zamanla Ecevit hükümetinin kararlılığını, ulusal çıkarları […]
Az Kaldı
Seçim dönemlerinde ve mitinglerde iktidar değişikliğinin yakın olduğunu, umudun ve değişimin kapıda olduğunu ifade etmek için kullanılan kısa ve etkili bir slogandır. Dinleyicilerde bir beklenti ve heyecan yaratmayı, kararsızları motive etmeyi ve kendi tabanına moral vermeyi amaçlar. “Geliyor gelmekte olan” sloganıyla benzer bir işleve sahiptir ve bir tür geri sayım hissi uyandırır.
Aziz Dava Arkadaşlarım
Bahçeli’nin parti mensuplarına ve ülkücü camiaya seslenirken kullandığı standart hitap şeklidir. Bu ifade, dinleyicilerle arasında sadece bir lider-takipçi ilişkisi olmadığını, aynı zamanda ortak bir “dava” uğruna birlikte mücadele eden yoldaşlar oldukları mesajını verir. “Aziz” kelimesi dinleyicileri onurlandırırken, “dava arkadaşı” ifadesi onları kutsal bir mücadelenin parçası haline getirir. Bu hitap, aidiyet duygusunu güçlendirir, grup içi dayanışmayı […]
Aziz Milletim
Bahçeli’nin mitinglerde ve genel halka açık konuşmalarda kullandığı kapsayıcı ve saygı dolu bir hitap biçimidir. Bu ifade, kendisini sadece bir parti lideri olarak değil, aynı zamanda tüm “Türk Milleti“ne seslenen bir devlet adamı olarak konumlandırma çabasını yansıtır. “Aziz” sıfatı, millete duyulan derin saygıyı ve milletin kutsallığını vurgular. Retorik işlevi, parti kimliğinin ötesine geçerek, mesajlarının tüm […]
Aziz Vatandaşlarım
Bayar’ın, özellikle cumhurbaşkanlığı döneminde halka seslenirken kullandığı standart ve kapsayıcı hitap biçimidir. Bu hitap, lider ile millet arasında doğrudan, samimi ve saygıya dayalı bir bağ kurmayı hedefler. Siyasi kutuplaşmalardan uzak, tüm ulusu kucaklayan bir devlet başkanı imajı çizer.
Aziz ve Muhterem Vatandaşlarım
Menderes’in özellikle radyo konuşmalarında ve mitinglerde halka seslenirken kullandığı standart hitap biçimidir. Bu ifade, tek parti döneminin daha mesafeli ve bürokratik dilinden belirgin bir kopuşu temsil eder. “Aziz” ve “muhterem” gibi saygı ve sevgi bildiren kelimelerin seçilmesi, lider ile halk arasında samimi, kişisel ve doğrudan bir bağ kurma amacını taşır. Menderes’in popülist siyaset anlayışının bir […]
Baba
Demirel’e özellikle kırsal kesimdeki ve muhafazakar tabanındaki seçmenleri tarafından verilen bir lakaptır. Bu lakap, onun siyasi kimliğini ataerkil, koruyucu, bilge ve güvenilir bir aile reisi figürüyle özdeşleştirir. “Baba“, seçmenle arasında hiyerarşik ama aynı zamanda samimi ve şefkatli bir bağ kurar. Devletin soyut ve uzak yapısını, seçmenin sığınabileceği somut ve ulaşılabilir bir “devlet baba” figürüne dönüştürür. […]