Çiller’in ekonomik vaatleri arasında en bilinen ve en popülist olanıdır. İşsizlik gibi karmaşık ve yapısal bir sorunu, “silindirle ezmek” gibi basit, şiddetli ve kesin sonuç vaat eden bir eyleme indirger. Bu metafor, seçmene sorunun kökten ve hızla çözüleceği yönünde güçlü bir umut ve kararlılık mesajı verir. Söylemin gücü, teknik detaylardan arındırılmış, görsel olarak zihinde canlanabilen […]
Arşivler: Sözlük Terimleri
İstikrar
Siyasi ve ekonomik belirsizliğin sona ermesi, düzenin kararlı bir şekilde devam etmesi durumunu ifade eder. AK Parti söyleminde “istikrar,” partinin tek başına iktidarda olmasıyla doğrudan özdeşleştirilmiştir. Bu retorik, 1990’ların koalisyon hükümetleri dönemindeki siyasi ve ekonomik krizlere bir tepki olarak ortaya çıkmıştır. “İstikrar sürsün, Türkiye büyüsün” gibi kampanya sloganları, seçmene AK Parti’ye oy vermemenin kaos, belirsizlik […]
İthal Kumandanlar
2002 seçimleri öncesinde, Dünya Bankası’ndan gelerek ekonominin başına geçen ve daha sonra siyasete atılan Kemal Derviş’i hedef almak için kullandığı bir ifadedir. “Siz hiç ithal kumandanlarla kurtuluş savaşı kazanıldığını gördünüz mü?” sorusuyla bu ifadeyi güçlendirmiştir. “İthal kumandan” benzetmesi, Derviş’i Türkiye’nin gerçeklerinden kopuk, dışarıdan atanmış, milli olmayan ve dolayısıyla güvenilmez bir figür olarak kodlar. Bu, milliyetçilik […]
Kader Birliği
Türk milletini oluşturan bireylerin ve grupların (örneğin Türkler ve Kürtler) ortak bir geçmişe, bugüne ve geleceğe sahip olduğunu, sevinçte ve tasada bir olduklarını ifade eden bir kavramdır. Bahçeli, bu ifadeyi özellikle “bölücülük” olarak gördüğü etnik temelli siyasetlere karşı kullanır. Milletin farklı unsurlarının bir “kader birliği” içinde olduğunu vurgulayarak, ayrılıkçı fikirlere karşı milli birliğin ve kardeşliğin […]
Kağıttepe
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı adaylığı sırasında Kağıthane ilçesinin adını “Kağıttepe” olarak telaffuz etmesiyle ortaya çıkan ve sembol haline gelen bir gaftır. Bu basit dil sürçmesi, siyasi rakipleri ve medya tarafından Yılmaz’ın “halktan kopuk“, “İstanbul’u bilmeyen“, elitist bir siyasetçi olduğu imajını pekiştirmek için yoğun bir şekilde kullanılmıştır. Analitik olarak önemi, bir siyasi liderin imajının sadece büyük […]
Kalkınma
Bayar’ın tüm siyasi kariyeri boyunca değişmeyen ana hedefi ifade eden şemsiye bir kavramdır. 1930’larda “devletçilik” ve “sanayi planları” ile, 1950’lerde ise “hususi teşebbüs” ve “yabancı sermaye” ile ilişkilendirilmiştir. Yöntemler değişse de amaç hep aynı kalmıştır: Türkiye’yi ekonomik olarak müreffeh, sanayileşmiş ve modern bir ülke haline getirmek. Bu terim, Bayar’ın siyasi söyleminin pragmatik ve sonuç odaklı […]
Kalkınma Hamlesi
DP’nin 1950-1960 yılları arasında uyguladığı ekonomik ve altyapı odaklı politikaların genel adıdır. Bu ifade, Menderes’in Türkiye’yi tarım toplumundan sanayi toplumuna dönüştürme, ülkeyi baştan sona yollarla, barajlarla, limanlarla ve fabrikalarla donatma vizyonunu özetler. “Hamle” kelimesi, durağanlığa karşı dinamizmi, planlı ve enerjik bir atılımı ifade eder. Bu söylem, DP’nin en güçlü propaganda aracı olmuş, partiye “yapan, inşa […]
Kan Emiciler
Halkın emeğini ve ülkenin kaynaklarını sömüren grupları (Beşli Çete, mafya, baronlar vb.) tanımlamak için kullanılan çok sert bir metafordur. Bu ifade, söz konusu grupların faaliyetlerini, bir canlının yaşam kaynağını tüketen bir parazitin eylemine benzetir. Bu dramatizasyon, bu gruplara karşı verilecek mücadelenin sadece siyasi değil, aynı zamanda bir “varoluş” mücadelesi olduğu algısını yaratır ve halkın öfkesini […]
Kanun Hâkimiyeti
Devletin ve bireylerin eylemlerinin kanunlarla sınırlı olduğu ve herkesin kanun önünde eşit olduğu ilkesidir. Bayar, bu ilkeyi hem muhalefetteyken CHP iktidarının keyfi uygulamalarını eleştirmek için, hem de iktidardayken muhalefetin “kanun dışı” olarak nitelediği eylemlerine karşı devletin otoritesini savunmak için kullanmıştır. “Kanunun durduğu yerde evvelâ sokağın sonra da dağ başlarının, şekavetin hâkimiyeti başlar” sözü, bu konudaki […]
Kanunun Pençesi
Kanunların ve devlet otoritesinin caydırıcı gücünü ifade eden güçlü bir metafordur. Özellikle seçim güvenliği veya kamu düzeniyle ilgili konularda, kanunsuzluğa yeltenenlerin mutlaka cezalandırılacağını vurgulamak için kullanılmıştır. Örneğin, “vatandaşın oy atma salahiyetini ihlale cüret edecekler kanunun pençesini yakalarında bulacaklardır” gibi ifadeler, devletin bu konudaki kararlılığını ve tavizsiz tutumunu göstermeyi amaçlar