Arşivler: Sözlük Terimleri

İslam Birliği

Erbakan’ın dış politika vizyonunun nihai hedefidir. Tüm Müslüman ülkelerin siyasi, ekonomik, askeri ve kültürel alanlarda bir araya gelerek Batı merkezli küresel düzene karşı bir güç merkezi oluşturması idealini ifade eder. Bu birlik, “ırkçı emperyalizmin” sömürüsünden kurtulmanın ve “Yeni Bir Dünya” kurmanın tek yolu olarak görülür. Erbakan, bu hedefe ulaşmak için beş somut adım önerir: Müslüman […]

İslam Dinarı

Erbakan’ın “İslam Ortak Pazarı” ve “İslam Birliği” projelerinin ekonomik ayağını oluşturan ortak para birimi önerisidir. Bu öneri, Müslüman ülkeleri, “faizci kapitalist sistemin” sömürü aracı olarak görülen dolara ve diğer Batı para birimlerine olan bağımlılıktan kurtarmayı amaçlar. Erbakan, bu fikrin somutluğunu göstermek için 1990’larda bir prototip “1 Dinar” yaptırmış ve bunu TBMM kürsüsünden kamuoyuna tanıtmıştır. Bu […]

İslam Ortak Pazarı

Erbakan’ın, Türkiye’nin Avrupa Ortak Pazarı’na (AET) girmesine alternatif olarak 1970’lerden itibaren savunduğu bir projedir. Bu proje, Türkiye’nin “tarihi ve kültürel bağlarla bağlı olduğu” Müslüman ülkelerle ekonomik bir birlik kurmasını öngörür. Bu pazarın, üye ülkeler arasında gümrüklerin kaldırılması, mal, sermaye ve emek dolaşımının serbest bırakılması gibi adımları içermesi hedeflenir. Amaç, Müslüman ülkelerin kendi aralarındaki ticareti artırarak […]

İsmet Paşa

Menderes’in siyasi söyleminde, en büyük rakibi ve selefi olan İsmet İnönü’ye atıfta bulunurken kullandığı isimdir. Menderes’in dilinde “İsmet Paşa”, sadece bir siyasi lideri değil, aynı zamanda DP’nin mücadele ettiğini iddia ettiği her şeyi simgeleyen bir figürdür: “Tek Parti Devri“, “Milli Şef“lik, “devletçilik” ve “baskı rejimi“. Menderes, İnönü’yü sık sık kişisel olarak hedef almış, onu “iktidar […]

İspat Hakkı

Basının, yazdığı bir haberin veya iddianın doğruluğunu mahkemede kanıtlama hakkıdır. 1950’lerin ortalarında, DP hükümetinin basın üzerindeki baskıları artırmasıyla birlikte “ispat hakkı” talebi, basın özgürlüğü mücadelesinin merkezine oturmuştur. Hükümet, hakaret davalarında basına bu hakkı tanımak istemiyordu. Bu konudaki tartışmalar o kadar büyüdü ki, “ispat hakkı“nı savunan dokuz DP milletvekili partiden ihraç edildi ve bu ihraçlar Hürriyet […]

İsraf

Kamu kaynaklarının gereksiz, lüks ve verimsiz harcamalarla heba edilmesidir. Kılıçdaroğlu’nun söyleminde israf, sadece bir bütçe açığı nedeni değil, aynı zamanda “haram” olan ahlaki bir sorundur. Özellikle “Saray” harcamaları, lüks makam araçları ve gösterişli kamu binaları üzerinden somut örneklerle eleştirilir. “Devlette itibar, israfı önlediğiniz ölçüde artar” diyerek, hükümetin “itibar” gerekçesiyle yaptığı harcamaların aslında itibarsızlık kaynağı olduğunu […]

İşsizlerimiz kadınlaştırıldı

Yılmaz’ın “Kadınlarımız işsizleştirildi” demek isterken yaptığı, anlam kaymasına yol açan bir başka ünlü dil sürçmesidir. Bu ifade, gramatik ve anlamsal olarak hatalı olmasının yanı sıra, “kadınlaşmayı” olumsuz bir durumla (işsizlik) birleştirdiği için de eleştirilmiştir. Siyasi iletişim açısından bu gaf, Yılmaz’ın konuşma anında yeterince odaklanamadığı veya halkın sorunlarını ifade ederken bile doğru kelimeleri bulmakta zorlandığı algısını […]

İşsizliğin Üstünden Silindirle Geçeceğim

Çiller’in ekonomik vaatleri arasında en bilinen ve en popülist olanıdır. İşsizlik gibi karmaşık ve yapısal bir sorunu, “silindirle ezmek” gibi basit, şiddetli ve kesin sonuç vaat eden bir eyleme indirger. Bu metafor, seçmene sorunun kökten ve hızla çözüleceği yönünde güçlü bir umut ve kararlılık mesajı verir. Söylemin gücü, teknik detaylardan arındırılmış, görsel olarak zihinde canlanabilen […]

İstikrar

Siyasi ve ekonomik belirsizliğin sona ermesi, düzenin kararlı bir şekilde devam etmesi durumunu ifade eder. AK Parti söyleminde “istikrar,” partinin tek başına iktidarda olmasıyla doğrudan özdeşleştirilmiştir. Bu retorik, 1990’ların koalisyon hükümetleri dönemindeki siyasi ve ekonomik krizlere bir tepki olarak ortaya çıkmıştır. “İstikrar sürsün, Türkiye büyüsün” gibi kampanya sloganları, seçmene AK Parti’ye oy vermemenin kaos, belirsizlik […]

İthal Kumandanlar

2002 seçimleri öncesinde, Dünya Bankası’ndan gelerek ekonominin başına geçen ve daha sonra siyasete atılan Kemal Derviş’i hedef almak için kullandığı bir ifadedir. “Siz hiç ithal kumandanlarla kurtuluş savaşı kazanıldığını gördünüz mü?” sorusuyla bu ifadeyi güçlendirmiştir. “İthal kumandan” benzetmesi, Derviş’i Türkiye’nin gerçeklerinden kopuk, dışarıdan atanmış, milli olmayan ve dolayısıyla güvenilmez bir figür olarak kodlar. Bu, milliyetçilik […]

×

Giriş Yap

Üye Ol

Büyütülmüş Resim ×