Arşivler: Sözlük Terimleri

Kul Hakkı

Kılıçdaroğlu’nun siyasi lügatine en güçlü şekilde dahil ettiği, dini ve ahlaki referanslı bir kavramdır. Yolsuzluğu, haksız zenginleşmeyi ve kamu malını zimmete geçirmeyi, kişiler arası bir haksızlık olmanın ötesinde, Allah’a karşı işlenmiş büyük bir günah olarak tanımlar. “Kul hakkı yemek en büyük günahtır” diyerek, yolsuzlukla mücadeleyi siyasi bir görevden ahlaki ve manevi bir zorunluluğa yükseltir. Bu […]

Külliyen

Arapça kökenli, “büsbütün,” “tamamıyla,” “tümüyle” anlamına gelen bir zarftır. Erdoğan’ın konuşmalarında, bir iddiayı veya suçlamayı kesin ve net bir dille, hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde reddetmek için sıkça kullanılır. “Bu iddia külliyen yalandır” gibi bir kullanım, sadece iddianın yanlış olduğunu değil, baştan sona kasıtlı bir uydurma olduğunu vurgular. Kelimenin eski ve ağdalı tınısı, konuşmaya bir […]

Küresel Hasım Çevreleri

Türkiye’nin güçlenmesini ve bağımsız politikalar izlemesini istemeyen, genellikle Batılı ülkeler, uluslararası kuruluşlar ve küresel sermaye odaklarını ima eden bir ifadedir. Bu ifade, Türkiye’ye yönelik tehditlerin ve operasyonların arkasında organize, planlı ve kötü niyetli bir uluslararası ağ olduğu fikrini pekiştirir. “Dış mihraklar” ifadesinin daha güncel ve sofistike bir versiyonudur. Bu, iç siyasetteki sorunları ve terör gibi […]

Kurşun Atan da Yiyen de…

Tam hali “Bu millet uğruna, ülke uğruna, devlet uğruna kurşun atan da yiyen de her zaman bizim için saygıyla anılır. Onlar şereflidirler” olan bu ifade , 3 Kasım 1996’daki Susurluk Kazası sonrası yapılmış en tartışmalı açıklamalardan biridir. Bu söz, devlet adına hareket ettiğini iddia eden yasa dışı unsurları (Abdullah Çatlı gibi) meşrulaştırma ve onlara sahip […]

Kürt Realitesi

Özal’ın, özellikle cumhurbaşkanlığı döneminde, Türkiye’nin Kürt sorununa yaklaşımında bir tabuyu yıkan ifadedir. O zamana kadar devletin resmi söyleminde varlığı dahi inkâr edilen Kürt kimliğini “bir realite (gerçeklik)” olarak tanımlamıştır. Bu, sorunun sadece bir “terör” veya “güvenlik” meselesi olmadığını, aynı zamanda bir kimlik ve demokratikleşme boyutu olduğunu kabul etmek anlamına geliyordu. Kendi babaannesinin Kürt olabileceğini söylemesi […]

Kurtarma İşleri

1999 Depremi sonrasında devletin müdahale kapasitesini değerlendirirken kullandığı bir ifadedir. “Kurtarma işlerimiz yetersiz kalmıştır” sözü, o dönemdeki arama-kurtarma faaliyetlerinin başarısızlığını net bir şekilde kabul eder. “İşler” kelimesinin kullanımı, konuyu daha teknik ve operasyonel bir çerçeveye oturtur. Bu ifade, Yılmaz’ın özeleştirel dilinin en somut ve doğrudan unsurlarından biridir. Sorumluluğu belirsizleştirmek yerine, devletin en temel görevlerinden birinde […]

Kuvayı Milliye

Türk Kurtuluş Savaşı sırasında işgal güçlerine karşı halkın oluşturduğu düzensiz direniş hareketinin adıdır. Bahçeli için Kuvayı Milliye, milletin kendi kaderine el koyduğu, dış baskılara ve iç ihanetlere karşı topyekûn bir direniş sergilediği “milli mücadelenin ruhunu” temsil eder. Günümüzdeki “beka mücadelesini” de bu ruhla ilişkilendirerek, bugünkü mücadelenin de tıpkı o günkü gibi meşru, haklı ve zorunlu […]

Kuvayı Milliye

Türk Kurtuluş Savaşı’nın başlangıcındaki sivil direniş ruhunu ve örgütlenmesini ifade eden tarihi bir kavramdır. Kılıçdaroğlu, CHP’nin köklerinin Kuvayı Milliye’ye dayandığını vurgulayarak, partisini ulusal bağımsızlığın, vatanseverliğin ve anti-emperyalizmin mirasçısı olarak konumlandırır. Özellikle “yabancı asker postalı” gibi ulusal egemenlikle ilgili konularda bu referansı kullanarak, kendi duruşunun tarihi ve milli meşruiyetini güçlendirir.

Kuvayı Milliye

Milli Mücadele döneminde, işgal güçlerine karşı halkın kendiliğinden oluşturduğu silahlı direniş örgütleridir. Bayar’ın lügatinde “Kuvayı Milliye“, ordunun değil, sivil halkın inisiyatifiyle başlayan bir vatan savunmasının ruhunu temsil eder. Kendi “Galip Hoca” kimliğini bu ruhun bir parçası olarak sunar ve bu sayede DP’nin mücadelesini de, tıpkı Kuvayı Milliye gibi, milletin kendi kaderine sahip çıkma iradesinin bir […]

Kuvveti Üstün Tutan Nizam

“Hakkı Üstün Tutan Nizam”ın (Adil Düzen) karşıtı olarak konumlandırılan ve tarihteki tüm zulüm ve sömürü sistemlerinin ortak zihniyetini ifade eden bir kavramdır. Erbakan’a göre kapitalizm, komünizm, emperyalizm gibi tüm “batıl” sistemler, hakkı ve adaleti değil, gücü (ekonomik, askeri veya siyasi) esas alırlar. Bu nedenle bu sistemler doğaları gereği “ezen-ezilen” ilişkisi üretirler. Retorik işlevi, dünyadaki tüm […]

×

Giriş Yap

Üye Ol

Büyütülmüş Resim ×