Arşivler: Sözlük Terimleri

Sivil Mukavemet

“Sivil direniş” anlamına gelen bu terim, Bayar’ın Milli Mücadele’deki “Galip Hoca” rolünü tanımlar. Düzenli ordunun müdahalesinden önce, halkın kendi inisiyatifiyle işgale karşı koymasını ifade eder. Bu kavram, Bayar’ın sivil siyasetin ve halk inisiyatifinin gücüne olan inancını yansıtır ve onun askeri kökenli liderlerden farkını ortaya koyar.

Sivil Savunma

1999 Depremi sonrası devletin yetersizliğini itiraf ederken kullandığı bir kavramdır. “Sivil savunma hizmetlerimiz aksamıştır” ifadesi, devletin en temel görevlerinden biri olan vatandaşını doğal afetlere karşı koruma ve kurtarma kapasitesindeki başarısızlığına işaret eder. Bu, spesifik bir kurumsal zafiyeti dile getirerek özeleştirisini somutlaştıran bir ifadedir.

Sivil Siyaset

Mesut Yılmaz’ın siyasi lügatinin temel taşı ve en sık başvurduğu meşruiyet zeminidir. Onun söyleminde “sivil siyaset“, askeri ve bürokratik vesayetin karşıtıdır; millet iradesinin tecelli ettiği tek meşru alandır. Özellikle 28 Şubat ve Susurluk gibi krizlerde, “sivil siyasete sahip çıkılması” gerektiğini vurgulayarak, mücadelesini bir demokrasi mücadelesi olarak çerçeveler. Rakiplerini sık sık “sivil siyaset dışı unsurların taşeronu” […]

Sivil Siyaset Dışı Unsurlar

Yılmaz’ın, askeri ve sivil bürokrasi içindeki vesayetçi odakları, derin devlet yapılarını veya yargı içindeki belirli grupları doğrudan isimlendirmekten kaçınarak, üstü kapalı bir şekilde tanımlamak için kullandığı örtmeceli (euphemistic) bir ifadedir. Bu terim, sivil ve demokratik siyaset alanının dışında kalan, ancak siyasete müdahale etme gücüne sahip olan tüm aktörleri kapsar. Retorik işlevi, tehlikeli ve güçlü odakları […]

Sivil toplum

Özal’ın dilinde “sivil toplum“, Batılı anlamdaki özerk ve bağımsız örgütlenmelerden çok, devletin kontrolü dışındaki dini cemaatleri, vakıfları ve tarikatları meşrulaştırmak için kullanılan bir şemsiye kavramdır. Dini grupları “sivil toplum” olarak adlandırarak, onlara kamusal alanda meşru bir aktör statüsü kazandırmış ve devletin geleneksel laik yapısını esnetmiştir. Bu, onun liberal-muhafazakâr sentezinin ve sivil dindarlık projesinin önemli bir […]

Siyasi Ahlak Kanunu

Siyasetteki yolsuzluğu, kayırmacılığı ve çıkar çatışmalarını önlemek amacıyla çıkarılacağını vaat ettiği bir yasal düzenlemedir. Bu kanun, siyasetçilerin mal varlıklarından, kamu ihaleleriyle ilişkilerine kadar geniş bir alanda şeffaflık ve denetim getirmeyi amaçlar. Bu vaat, “temiz siyaset” ve “hesap verebilirlik” ilkelerini kurumsallaştırma hedefini yansıtır.

Siyasi bedel

Popüler olmayan veya riskli bir karar alındığında, bu kararın olası olumsuz sonuçlarının ve seçmen nezdindeki maliyetinin sorumluluğunu üstlendiğini belirtmek için kullanılan ifade. “Gerekirse siyasi bedelini biz öderiz” şeklindeki kullanım, kararlılık, cesaret ve “milletin çıkarı için” popüler olmayan adımları atmaktan çekinmeme imajı çizer. Bu, liderin günübirlik siyasi çıkarlar yerine, devletin uzun vadeli çıkarlarını gözettiği iddiasını güçlendiren […]

Siyonizm

Erbakan’ın söyleminde “Hak-Batıl mücadelesi“nin ana “Batıl” aktörüdür ve dünyadaki tüm kötülüklerin, sömürünün ve adaletsizliğin kaynağı olarak görülür. Erbakan’a göre Siyonizm, sadece bir İsrail devleti kurma ideolojisi değil, Yahudilerin kendilerini üstün ırk olarak gördüğü ve diğer insanları köleleştirmeyi amaçladığı küresel bir hakimiyet projesidir. Bu proje, “faizci kapitalist sistem” ve “demokratur” gibi araçlarla dünyayı yönetir ve nihai […]

Siz İsterseniz Hilafeti Bile Geri Getirebilirsiniz

Menderes’in 1954’te bir DP grup toplantısında söylediği iddia edilen, son derece tartışmalı bir ifadedir. Bu söz, “Milli İrade” kavramını anayasal ve yasal sınırların ötesine taşıyan, mutlak ve sınırsız bir egemenlik anlayışını yansıttığı için büyük tepki çekmiştir. Söylemin bağlamı, milletin iradesinin her şeyin üstünde olduğunu ve meclisin bu irade doğrultusunda her türlü değişikliği yapabileceğini vurgulamaktır. Ancak […]

Sizi gidi siziler

Siyasi rakiplerini veya eleştirmenlerini hedef alırken kullandığı, hem küçümseyici hem de bir miktar şakacı bir tını taşıyan bir hitap biçimidir. Bu ifade, doğrudan bir hakaret içermez, ancak muhatabını ciddiye almadığını, onların “oyunlarını” veya “kurnazlıklarını” gördüğünü ima eder. Retorik olarak, rakibin argümanlarını veya eylemlerini önemsizleştirir ve onları çocuksu bir yaramazlık düzeyine indirger. Bu, Turgut Özal’dan miras […]

×

Giriş Yap

Üye Ol

Büyütülmüş Resim ×