Arşivler: Sözlük Terimleri

Sınır Namustur

Düzensiz göç ve sığınmacı sorununa ilişkin politikasını özetleyen, milliyetçi ve vatanseverlik duygularına hitap eden güçlü bir slogandır. Bu ifade, ülke sınırlarının korunmasının sadece bir güvenlik meselesi değil, aynı zamanda ülkenin onuru ve egemenliğiyle ilgili temel bir ilke olduğunu vurgular. Bu söylemle, sığınmacıların güvenli bir şekilde ülkelerine geri gönderileceği vaadini pekiştirir ve bu konudaki kararlı duruşunu […]

Sırtlanlar, Akbabalar

“Zillet İttifakı“nın sırtını dayadığı iddia edilen “zalimler” ile birlikte kullanılan, hayvanlaştırıcı ve aşağılayıcı metaforlardır. Sırtlan ve akbaba, leşle beslenen, korkak ama tehlikeli, ahlaksız ve tiksindirici hayvanlar olarak bilinir. Bu metaforlar, rakip ittifakın destekçilerinin ne kadar onursuz, ahlaksız ve tehlikeli olduğunu en çarpıcı şekilde ifade etmeyi amaçlar. Düşmanı insanlık kategorisinden çıkararak, ona karşı verilecek mücadelenin her […]

Sosyal Adalet

Ecevit’in siyasi lügatinin ve “hakça düzen” idealinin temel direğidir. “Ortanın Solu“nu tanımlarken, bu hareketin “sosyal adaletçi ve sosyal güvenlikçi” olduğunu vurgular. Sosyal adalet, Ecevit için sadece yoksullara yardım etmek değil, toplumdaki gelir, servet ve fırsat eşitsizliklerini yapısal olarak ortadan kaldırmaktır. Bu, vergi adaleti (az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınması), toprak reformu, herkes için […]

Sosyal Demokrasi

Ecevit’in siyasi düşüncesi genel olarak sosyal demokrasi akımı içinde değerlendirilse de, kendisi bu terimi kullanmaktan bilinçli olarak kaçınmış ve yerine “Demokratik Sol“u tercih etmiştir. Bunun temel nedeni, sosyal demokrasinin Avrupa’da Marksist kökenlerden evrilmiş olmasıdır. Ecevit, kendi hareketinin kökenlerinin Marksizm’de değil, Atatürk devrimlerinde ve Anadolu’nun halkçı geleneklerinde olduğunu savunarak, ithal bir ideoloji yerine “ulusal” ve “özgün” […]

Sovyet Tehdidi

Soğuk Savaş döneminde Türkiye’nin dış politikasını ve güvenlik anlayışını şekillendiren temel unsurdur. Bayar’ın konuşmalarında, Sovyetler Birliği’nin hem askeri hem de ideolojik olarak Türkiye için bir varoluşsal tehdit oluşturduğu sürekli vurgulanır. Bu “tehdit” algısı, Türkiye’nin NATO’ya girmesini, ABD ile yakın ittifak kurmasını ve Batı Bloku içinde yer almasını zorunlu kılan ana argüman olarak sunulur.

Soygun Düzeni

“Beşli Çete” ve “Haramilerin Saltanatı” gibi ifadelerle aynı anlamsal alanda yer alan, mevcut ekonomik yapıyı tanımlayan bir ifadedir. Bu terim, kamu kaynaklarının sistematik bir şekilde belirli çevrelere aktarılmasını, münferit yolsuzluk olaylarından ziyade kurumsallaşmış bir “düzen” veya “sistem” olarak tanımlar. “Bu soygun düzenine son vereceğiz” vaadi, sadece kişileri değil, sistemi değiştirmeyi hedeflediğini gösterir.

Sözde

Bir kişinin veya grubun eylemlerinin, söylediği şeyin veya sahip olduğu unvanın sahte, asılsız ve boş olduğunu iddia etmek için kullanılan bir sıfattır. “Sözde sanatçı,” “sözde aydın,” “sözde siyasetçi” gibi kullanımlarla, karşı tarafı sadece eleştirmekle kalmaz, aynı zamanda onların varlık nedenini ve meşruiyetini sorgular. Bu, sert, aşağılayıcı ve cepheleşmeci bir retorik aracıdır. Bu ifade, muhatabı ahlaki […]

Sözde Parti

Bahçeli’nin, meşru bir siyasi parti olarak görmediği, genellikle HDP/DEM Parti için kullandığı bir ifadedir. “Sözde” kelimesi, o partinin isminin ve görünürdeki kimliğinin sahte olduğunu, gerçekte ise “terör örgütünün siyasi uzantısı” olduğunu ima eder. Bu kullanım, o partiyi ve seçmenlerini siyasi sistemin dışına itmeyi, onu muhatap alınamaz ve kapatılması gereken bir yapı olarak tanımlamayı hedefler.

Statüko

Değişime direnen, eski Türkiye’nin alışkanlıklarını ve kurumlarını temsil eden yerleşik düzeni ifade eder. Erdoğan’ın söyleminde “statüko,” AK Parti’nin reformlarına ve “Yeni Türkiye” inşasına karşı çıkan “vesayet odakları” ile eş anlamlıdır. Özellikle Cumhurbaşkanlığı seçim zaferleri, “statükonun kaybettiği” ve “vesayetin en büyük mağlubiyetini yaşadığı” anlar olarak çerçevelenir. Bu, AK Parti’nin siyasetini sürekli bir devrimci değişim ve ilerleme […]

Statüko

Özal’ın söyleminde, değişime direnen, eski alışkanlıkları ve kurumları savunan her türlü gücü tanımlamak için kullanılan olumsuz bir kavramdır. Başta bürokrasi, eski siyasi partiler ve devletçi zihniyet olmak üzere, kendi reformlarının karşısındaki tüm engelleri “statükocu” olarak etiketlemiştir. Bu kelimeyi kullanarak, kendisini değişimin ve ilerlemenin, rakiplerini ise geriliğin ve ataletin temsilcisi olarak konumlandırmıştır.

×

Giriş Yap

Üye Ol

Büyütülmüş Resim ×