Kılıçdaroğlu’nun, özellikle liderliğinin ilk yıllarındaki siyaset yapma tarzını ve kişiliğini tanımlayan bir sıfattır. Bağırmayan, kavga etmeyen, sorunlara akılcı ve soğukkanlı çözümler arayan bir lider profilini ifade eder. Bu üslup, kutuplaşmaya karşı bir alternatif olarak sunulsa da, zaman zaman pasiflik olarak da eleştirilmiştir. “Bay Kemal” kimliğinin inşasıyla birlikte bu “sakinlik“, bilgeliğe ve kararlılığa evrilmiştir.
Arşivler: Sözlük Terimleri
Salon teröristi
Fikirleri ve söylemleriyle terör örgütlerine destek verdiği iddia edilen ancak fiili olarak şiddet eylemlerine katılmayan aydınları, akademisyenleri veya siyasetçileri tanımlamak için kullanılan bir ifadedir. Bu terim, “terör” kavramının alanını genişleterek, sadece silahlı eylemleri değil, aynı zamanda hükümetin terörle mücadelesini eleştiren veya farklı bir bakış açısı sunan düşünsel faaliyetleri de “terörizm” olarak kodlar. Bu, muhalif aydınları […]
Samimiyet
Bahçeli’nin kendi siyasi duruşunu tanımlarken ve rakiplerini eleştirirken sıkça kullandığı bir ahlaki ölçüttür. Kendi hareketini “samimi” olarak nitelerken, rakiplerinin “samimiyetlerinin sahte” olduğunu iddia eder. Samimiyet, söz ile özün bir olması, ilkeli ve dürüst davranmak anlamına gelir. Bu kavramı kullanarak, siyasi mücadeleyi bir doğru-yanlış ekseninden çıkarıp, bir samimi-sahte eksenine taşır. Bu, dinleyicinin rasyonel argümanlardan çok, liderin […]
Samimiyet Çizgisi
Yılmaz’ın, siyasi duruşlarını ve politikalarını tanımlarken kullandığı ahlaki bir referans noktasıdır. “Güçlüklere ve olumsuz eleştirilere bakmadan samimiyet çizgisinde durmak ve bunu halka anlatmak durumunda” olduklarını belirterek, siyaseti ilkesel ve dürüst bir temelde yaptıklarını iddia eder. Bu ifade, rakiplerini “iki yüzlü tutum” sergilemekle suçlarken, kendisini ve partisini tutarlı ve samimi olarak konumlandırma amacı taşır. “Samimiyet“, onun […]
Sanayi Planı
1930’larda Bayar’ın İktisat Vekili iken hazırlanan ve uygulanan Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı’na atıfta bulunur. Bu terim, onun teknokrat, planlamacı ve ülkenin sanayileşmesine öncülük eden devlet adamı kimliğini simgeler. Bayar için bu planlar, “milli iktisat” hedefine ulaşmak için atılmış rasyonel ve stratejik adımlardır.
Sandık
Menderes’in söyleminde, demokrasinin ve “Milli İrade“nin tecelli ettiği kutsal bir mekanizma olarak sunulur. Menderes için “sandık“, her türlü siyasi tartışmayı sona erdiren nihai hakemdir. Bir siyasi gücün meşruiyetinin tek ölçütü sandıktan çıkıp çıkmadığıdır. Bu anlayış, iktidarının meşruiyetini sürekli olarak 1950, 1954 ve 1957 seçim zaferlerine dayandırmasına yol açmıştır. Ancak bu “sandık fetişizmi“, zamanla demokrasinin diğer […]
Sandık
Demokrasinin ve “milli iradenin” tecelli ettiği nihai ve en meşru yer olarak kabul edilen simgesel bir kavramdır. Erdoğan’ın söyleminde “sandık,” her türlü siyasi tartışmayı sonlandıran, gücün tek meşru kaynağı olan nihai hakemdir. “Hesabı sandıkta sorarız” veya “Millet kararını sandıkta verir” gibi ifadeler, siyasi mücadelenin meşru alanının sadece seçimler olduğunu, sokak protestoları veya diğer muhalefet biçimlerinin […]
Sandık
Bayar’ın “Milli İrade” doktrininde, halkın egemenliğini kullandığı kutsal bir mekanizma ve nihai meşruiyet kaynağıdır. “Sandık“, demokrasinin kalbi olarak görülür. DP söyleminde, iktidara gelmenin ve iktidarda kalmanın tek meşru yolu sandıktır. Her türlü sandık dışı müdahale veya vesayet reddedilir. “Vatandaş sandık başına huzur içinde gidebilir” gibi ifadeler, seçim sürecinin güvenliğinin önemini vurgular.
Şanlı Ordumuz
Türk Silahlı Kuvvetleri’ne atıfta bulunurken kullanılan saygı ve övgü dolu bir ifadedir. Özellikle Tank-Palet Fabrikası’nın Katar’a devredilmesi gibi konuları eleştirirken, “şanlı ordumuza iade edeceğiz” diyerek, orduya olan saygısını ve bağlılığını vurgular. Bu ifade, milli ve askeri konulardaki hassasiyetini gösterme ve partisine yönelik bu alanlardaki eleştirileri bertaraf etme amacı taşır.
Şapka
Süleyman Demirel’in fötr şapkası, siyasi kariyeri boyunca onunla özdeşleşen en güçlü semboldür. Sadece bir giysi değil, çok katmanlı bir siyasi mesaj aracıydı. Birincil işlevi, onu halktan biri, özellikle de taşralı, muhafazakâr seçmenle özdeşleştirmektir. Şapkasını halkı selamlama biçimi, onunla seçmen arasında doğrudan ve samimi bir bağ kurma yöntemiydi. İkinci olarak, şapka onun siyasi dayanıklılığının metaforu haline […]