Arşivler: Sözlük Terimleri

Taşeronluk

Bkz. Sivil siyaset dışındaki unsurların taşeronluğu. Yılmaz bu ifadeyle, siyasi rakiplerinin kendi iradeleriyle hareket etmediklerini, aksine vesayetçi odakların (sivil siyaset dışı unsurların) amaçlarına hizmet eden birer “alt yüklenici” olduklarını iddia eder. Bu, rakibi hem iradesizlikle hem de gayrimeşru güçlerle işbirliği yapmakla suçlayan ağır bir ithamdır. Retorik olarak, siyasi mücadeleyi meşru aktörler arasındaki bir rekabet olmaktan […]

Tatlı su milliyetçileri

Yılmaz’ın, özellikle MHP gibi milliyetçi partilerin politikalarını eleştirirken kullandığı alaycı bir nitelemedir. “Tatlı su” metaforu, zorluk ve tehlike içermeyen, sığ ve güvenli alanları ifade eder. Dolayısıyla “tatlı su milliyetçiliği“, sadece kolay ve risksiz zamanlarda ortaya konan, gerçek bir sınavla karşılaştığında ise yetersiz kalan bir milliyetçilik anlayışını tanımlar. Bu ifadeyle Yılmaz, rakiplerinin milliyetçiliğini popülist, sloganik ve […]

Tatlı Su Milliyetçileri

Bkz. Bazlama-Börek Milliyetçileri. MHP’ye yönelik eleştirilerinde kullandığı bir başka aşağılayıcı ifadedir. “Tatlı su” sıfatı, zorlukla ve gerçek tehlikelerle yüzleşmemiş, sadece rahat ve güvenli ortamlarda var olabilen, sahte ve göstermelik bir milliyetçilik anlayışını ima eder. Bu terimle Çiller, MHP’nin milliyetçiliğini sığ ve konforcu olarak nitelerken, kendi duruşunu zor şartlarda sınanmış, “gerçek” bir vatanseverlik olarak sunar.

Tebliğ

İslam’daki “doğruyu, hakkı bildirme ve davet etme” görevini ifade eden bir kavramdır. Erbakan’ın siyaset anlayışında tebliğ, Milli Görüş davasının ve “Adil Düzen” projesinin “görüşü ve görüntüsü ne olursa olsun” herkese anlatılmasıdır. Bu anlayış, siyaseti sadece oy isteme faaliyeti olarak değil, aynı zamanda insanları “Hak“ka davet etme ve onlara kurtuluş yolunu gösterme gibi manevi bir görev […]

Teğet geçmek

2008 Küresel Finans Krizi sırasında, krizin Türkiye ekonomisine büyük bir zarar vermeyeceğini, sadece hafifçe dokunup geçeceğini iddia etmek için kullanılan bir metafordur. “Kriz bizi teğet geçecek” ifadesi, o dönemde hükümetin krize karşı özgüvenini ve ekonominin sağlam olduğu mesajını vermek için kullanılmıştır. Ancak krizin etkileri hissedildikçe, bu ifade muhalefet tarafından hükümetin ekonomik gerçeklerden kopuk olduğunun ve […]

Tek Adam Rejimi

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi için kullandığı en sert eleştirel ifadedir. Bu terim, tüm yetkilerin tek bir kişide toplandığı, Meclis’in ve yargının işlevsizleştirildiği, denge ve denetleme mekanizmalarının ortadan kalktığı anti-demokratik bir yönetim modelini tanımlar. “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” vaadi, bu rejime bir alternatif olarak sunulur.

Tek Ayak Üstünde Kırk Yalan Söylemek

Siyasi rakiplerinin, özellikle de Kemal Kılıçdaroğlu’nun, ne kadar usta ve sık bir şekilde yalan söylediğini, bunun artık bir karakter özelliği haline geldiğini iddia etmek için kullanılan bir halk deyimidir. Bu ifade, rakibin sadece belirli bir konuda yalan söylemediğini, aksine yalancılığın onun doğasında olduğunu ve bu konuda çok mahir olduğunu ima ederek, güvenilirliğini tamamen yok etmeyi […]

Tek millet, tek bayrak, tek devlet, tek vatan

Erdoğan’ın “Rabia” işaretiyle sembolleştirdiği, AK Parti’nin ve “Yeni Türkiye” idealinin temel dört direğini oluşturan merkezi bir slogandır. Bu slogan, Türkiye’nin üniter yapısını ve ulusal birliğini vurgular. “Tek millet,” Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının etnik kökenine bakılmaksızın tek bir millet olduğu fikrini; “tek bayrak,” Türk bayrağının tek egemenlik sembolü olduğunu; “tek devlet,” Türkiye Cumhuriyeti’nden başka bir devlet yapısının […]

Tek Parti Devri

Menderes’in ve DP’lilerin, 1923-1950 yılları arasındaki CHP iktidarını tanımlamak için sistematik olarak kullandığı bir ifadedir. Bu terim, o dönemi tarihin doğal akışından çıkarıp, “zulüm,” “baskı,” “yokluk” ve “manevi çöküş” ile anılan anormal bir parantez olarak çerçeveler. Menderes’in konuşmalarında bu dönem, ekonomik geri kalmışlığın, dini baskıların ve antidemokratik uygulamaların yegâne kaynağı olarak sürekli referans gösterilir. Retorik […]

Tek parti faşizmi

Cumhuriyetin ilk yıllarını, özellikle İsmet İnönü dönemindeki tek partili CHP yönetimini, baskıcı, anti-demokratik ve halkın değerlerine yabancı bir “faşizm” dönemi olarak nitelemek için kullanılan bir ifadedir. Bu söylem, AK Parti’nin kendi iktidarını, o “karanlık” dönemin bir reddi ve gerçek demokrasinin başlangıcı olarak konumlandırmasını sağlar. Tarihi, “milletin değerlerini temsil edenler” ile “halka tepeden bakan, milleti istismar […]

×

Giriş Yap

Üye Ol

Büyütülmüş Resim ×